Bağ Evi – Bağ Hayatı

Bağ Evi – Bağ Hayatı; Kahramanmaraş’ta bir darbımesel vardır: Hz. Peygamber’e sormuşlar “En güzel belde neresi ?” diye. O da “Altında çeltik, üstünde keklik nerede varsa.” demiş. İşte bu darbımesele uyan yerin Kahramanmaraş olduğu düşünülür. Hakikaten bu söz sanki Kahramanmaraş için söylenmiştir. Kahramanmaraş sarı çeltiği, hafif şirin tadıyla sofraların vazgeçilmez yiyeceğidir. Ahır Dağı’ndaki yabani hayat da, yaylak olarak yabani kuşların yerleşmesine imkân vermektedir. Burası şehir insanının yaylağı olarak bağlar ve çeşitli meyvelerle bezenmiştir.

Kışın genelde evlerde ve kahvehanelerde vakit geçirilirken, bahar gelince mesirelere gidilir, gezintiye çıkılırdı. Ayrıca yaz ayı bağı olanlar için ayrı bir eğlence olur, burada farklı bir hayat yaşanır.

Kahramanmaraş’ın sırtını yasladığı Ahır Dağı, yerleşime ve yazlık kullanıma müsait olduğundan, yüzyıllardır şehir insanının bağlık alanı olmuştur. Dağ, kayalık değil toprakla kaplı olduğundan meyve üretimine, hayvancılığa, yaylacılığa, bağcılığa, ormancılığa, karcılığa, arıcılığa, avcılığa müsaittir. İnsanlar buraya çeşitli meyve ağaçları dikmişler ve bağ yapmışlardır. Şehir insanı bu bağlardan elde ettikleri ürünlerle kışlık zahiresini çıkarmıştır. Böylece Ahır Dağı, halkın ev ekonomisine ve ticari mallara dayalı üretim tarzının alanlarından biri haline gelmiştir. Ahır Dağı’nın dışında, çevre köylerde bağı olanlar bağa göçerlerdi. Özellikle günümüzde ekonomik imkânların iyileşmesiyle birlikte, çevre köylerden şehre taşınıp burada yaşamaya başlayan ahali arasında da kendi köylerine yazlık evler yapanların olduğu bilinmektedir. Bunun yanında başka şehirlerden gelerek buraya taşınan ve burada yaşamını sürdürenler arasında da bağ hayatı önemli yer tutmaktadır.

Kahramanmaraş Bağ
Bağ Görüntüsü

Bağ Evi:

Eskiden, ekonomik geliri az olanlar bağlara Huğ denilen etrafı taş ve çubukla, üzeri çalı çırpı ile kapatılmış barınak tipi kulübeler yaparlardı. Bu barınakların üst kısmı zamanla tenekelerle örtülürdü. Zenginler ise yine güçleri nispetinde şehirde ne yapıyorsa öyle yapardı. Nitekim şehirdeki insanların bugün ekonomik geliri artmıştır. Herkes gücü nispetinde huğların yerine betonarme, bir ve daha çok katlı evler yapmaya
başlamıştır. Ahır Dağı ve çevre köy ve ilçelerdeki bağlarda son zamanlarda muhteşem yazlık evler inşa edilmiştir. Bu sayfiyeler, özellikle kadınlar ve çocuklar için bir eğlence ortamı sağlamaktadır.

Okumanızı Tavsiye Ediyoruz !  Arıcılık

Bağ Hayatı:

Anadolu Türk halkı, ekonomik ve doğal imkânlar elverdiği sürece yaz aylarında yazlık alanlara taşınır. Bu gelenek çerçevesinde Kahramanmaraş halkı da imkânları ölçüsünde bağlarıyla meşgul olur.

Bağcılık para kazanma amacıyla yapılmazdı. Hem ev ekonomisine katkı sağlamak hem de yayla havası almak amacıyla at, katır veya eşek sırtında bağa göçülürdü. Havaların durumuna göre, mayıs ayından ekim ayının sonuna kadar buralarda kalınırdı. Orta öğretim eylül ayının ilk yarısında başladığından, talebesi olanlar, hafta arası şehre iner hafta sonu tekrar bağlara giderlerdi. Çünkü sonbahar mevsimi şire (1.Üzüm ve öteki meyvelerin suyu, 2.Üzüm suyu ve nişasta kaynatılarak yapılan kuru tatlıların genel adı. 3.Her çeşit tatlı) çıkarma mevsimidir. Şehirde şire yapılmazdı. Yapılırsa arılar ve sinekler çok rahatsızlık verirdi. O yüzden şire bağda yapılırdı.

Kahramanmaraş’ta eskiden beri bir gelenek olan bağcılık ve canlı bağ yaşamı, yaz aylarının vazgeçilmez bir unsurudur. Şehirde Yörük Türkmen kültürü ağır bastığından, bağı olanlar yaz ayları gelince, şehrin sırtını dayadığı Ahır Dağı, Bertiz ile şehrin güneyinde bulunan Hopurlu, Zeytindere, Fatmalı, Önsen’deki gibi bağlara taşınırdı. Bu gelenek hâlâ devam etmektedir. Hemen hemen Ahır Dağı’nın bütün bir çevresini işgal eden bu yazlık alanlardan bazılarının isimleri şöyledir: Kozludere, Güzlek, Kerhan, Kazma, Sulu Tarla, Tömek, Gandıl, Sarıkaya, Ağyar, Bertiz (Eskiden burada şehirli bağları çoktu), Bulek, Bulanık. Bu yaylalardan ceviz, badem, üzüm, incir, elma, hacı veli kaysısı, kiraz, nar, armut gibi meyveler elde edilir.

Bertizde şehirli bağları vardı. Bertiz bağcılığı biraz farklıdır. Oraya gidenler daha çok şire yapmak için gider. Toplu ocak halinde otururlar. Bertiz’de 29 Ekim’in ertesi günü mâsere kaynar, şire yapılır. Şirenin yapıldığı mâsere büyüktür. Şire zamanı 24 saat şire yaparlar. Buraya gidenler toplu giderler, toplu inerlerdi. Bağ evlerinin önlerinde etrafı meyve ağaçlarının gölgesiyle kaplı bir seki bulunurdu. Bağın suyu olmazsa, su taşımak gerekirdi. Su taşıma eskiden kalaz, tuluk denilen deri tulumlar yapılırdı. Daha sonraları tenekelerin kullanılması başlamıştır. Bu tenekeler en yakın pınardan doldurularak, hayvanın sırtındaki üstü ve önü açık iki yükleme sandığına ikişer ikişer konarak su nakli yapılırdı. Yani her seferinde dört teneke su taşınırdı. Normal günlerde her huğun 10-12 teneke, şire yapılacağı zaman 15-16 teneke suya ihtiyacı olurdu.

Okumanızı Tavsiye Ediyoruz !  Abaz Yaylası (Kertmen)

Maraşlılar bağ komşuluğuna çok önem verirlerdi. Çünkü bu kırsal alanda tek arkadaşları bağ komşularıdır. Ev satın alırken olduğu gibi, bağ yeri satın alırken veya temin ederken komşu seçimi yapılırdı. Yazları hoş sohbetle ve şen olarak geçsin diye, çok sevdikleri bir dostları olursa ona yakınlarından bağ yeri verirlerdi. Tabi bu işten evin hanımları ve çocukları da memnun olurlardı. Çünkü bağ hayatını tam anlamıyla yaşayan onlardı. Çalışan erkekler, gündüz şehirde çalıştıklarından geceleri ve hafta sonları bağda kalırlardı.

Kahramanmaraş’ta eski insanlar “Tebdil-i mekânda ferahlık var”, “Gezilen gün ömürden sayılmaz” diyerek gezmenin,mekân değiştirmenin ruhi faydalarına işaret ederlerdi. Bağlarda bir şekilde bunu sağlardı. Günümüzde, bağlardaki yaz gecelerinde, silahı olan Maraşlılar’ın akşam namazından sonra silah sıkma alışkanlığı vardır. Ayrıca gündüzleri ava çıkılır. Bu alışkanlıklar halka hem bir eğlencedir hem de insanlara silah kullanma, silah sesini unutturmama, savaşa devamlı hazır olma gibi faydaları bulunmaktadır.

 

KAYNAKÇA:

İsmail Habib SEVÜK, Yurttan Yazılar, Ankara 2002, s. 108.
Kemalettin KOÇ, Kahramanmaraş’ta Sosyal Hayatın Fiziki Yapıya Etkisi, Kahramanmaraş 2010.
Hacı Ali UYDURAN, “Kahramanmaraş Yemekleri”, Madalyalı Tek Şehir Kahramanmaraş Dergisi, s. 10, 73. Yıl Özel Sayısı, Ankara 1993, s. 76.
Yaşar ALPARSLAN ile kişisel görüşme, 19.08.2009.
KEMALETTİN KOÇ

Yorumlar

Yorum yapmak ister misin?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kenar Çubuğu