MARAŞ VE İLÇELERİNİN İSİMLERİNİN OLUŞMASI

1.Maraş Adının Anlamı İle İlgili Görüşler

Maraj, Markasi, Marasion, Margas, Margaji, Marah, Maraksium, Marassion ve Mer’aş gibi değişik şekillerde söylenen ve yazılan Maraş’ın adının menşei ve ne anlama geldiğine dair çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Bunlardan birine göre, Maraş şehrini Hitit komutanlarından Maraj adlı birisinin kurmasından dolayı şehre Maraj adı verildiği belirtilmektedir. Yine Sümerlerde de Naras ve Maraş gibi isimlere rastlanmaktadır. M.Ö. 2000–1200 yılları arasında Anadolu’da hâkimiyet süren Büyük Hitit İmparatorluğu zamanında Maraş bu devletin önemli şehirlerinden biriydi. Bundan sonra başlayan Geç Hititler zamanında da Maraş, Gurgum adlı bir şehir devletinin merkezi olmuştu. Hititler’den kalan yazıtlarda şehrin adı Maraj ve Markasi şeklinde yazılmıştır.

Maraş adının Hititlerden geldiğini doğrulayan Asur kaynakları, M.Ö. IX. ve VIII. yüzyıllara kadar gitmektedir. M.Ö. IX. yüzyıl ortalarında Asur krallarından Tiglatplazer zamanından itibaren başlayan ve II. Sargon zamanına yani M.Ö. VIII. yüzyıl sonlarına kadar bu krallığın her yıl Anadolu’da yaptığı askeri seferlerden bahseden yıllıklarda Maraş’tan bahsedilmektedir. Bu yıllıklarda Gurgum krallığı ve buranın merkezi olan Markas veya Markasi adı geçmektedir. M.Ö. 858 yılına ait III. Salmanasar’ın yıllığında kralın Gurgum ve Kumuh’u (Adıyaman tarafları) fazla zorlamadan haraca bağladığı anlatılmaktadır. II. Sargon’un M.Ö 711 yılına ait yıllığında ise Gurgum’da karışıklıklar çıktığı, Asurlulara bağlı Prens Tarkhulara’nın kendi oğlu Mutallu tarafından öldürüldüğü, bunun üzerine Asurluların bölgeyi istilâ ederek Markasi halkını sürgüne gönderdiği ve şehre yeni bir vali atandığı belirtilmektedir. Bu bilgilerden Maraş’ın Geç Hitit devletlerinden biri olan Gurgum’un merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Gurgum kelimesinin ise Anadolu’nun ilk bilinen halkı olan ve Hititlerin akrabası olan Luvilerin dilinden geldiği ileri sürülmektedir.

Hitit Kralı I.Şuppililumma’nın zamanına (M.Ö.1370–1335) ait bir metinde geçen Uru-kar-kum-ma sözcüğünün zamanla veya Asur kaynaklarında Gurgum’a dönüştüğü kabul edilmektedir. Luvilerin ise tarihleri M.Ö. 2300’lere kadar çıkmakta olup Toros dağları ve kuzeyi ile Maraş bölgesine hâkim olmuşlardır. Maraş, Asurlular ve Hititler zamanında önemli stratejik yollar üzerinde bulunmaktaydı. Aynı zamanda verimli ovaları ile zengin de bir bölgeydi.

İran’da Maraş adı ile bilinen bir de şehir vardır. “Maraş Tarihi ve Coğrafyası” adlı bir eser yazan Besim Atalay, Yemen’de M.Ö. II. ve I. yüzyılda hüküm süren Himyeriler Devleti’nin hükümdarlarından birinin adının da Mer’aş olduğunu yazmaktadır. Günümüzde de Yemen’de Mer’aş’ın erkek ismi olarak kullanıldığı ve bunun manasının ise Aslanpençesi anlamına geldiği belirtilmektedir. (Ankara Üniversitesi DTCF Coğrafya bölümüne gelen Yemenli bir coğrafyacının adının “Meraş” olması ve bunun anlamının sorulması üzerine verdiği sözlü bilgi)

M.Ö. 64 yılında Roma İmparatorluğu Maraş’ı ele geçirince adını Germanicia’ya çevrilmiştir. Ermeni, Süryani ve Roma kaynaklarında da bu doğrulanmaktadır. Hatta Süryani tarihçisi Abu’l-Faraç, Maraş’a Romalıların Germenika dediklerini belirtir. Urfalı Mateos adlı Ermeni tarihçi de şehri Germenika olarak anar.

Maraş’ın adının Germenika’ya çevrilmesi konusunda da muhtelif rivayetler vardır. Buna göre; şehrin adı Romalılar zamanında “Kaisereia Germanikeia” biçiminde değiştirilir. Roma İmparatoru Kaligula zamanında, yani M.S. 37–41 yılları arasında bu isim değişikliği olmuştur. Tam adı Gaius Caesar Augustus Germenicus olan bu şahsın Germanicus’tan Germanikeia ve imparator kenti anlamındaki Kaisereia sözcükleri birleştirilerek Maraş’a, “Kaisereia Germanikeia” denmiştir. Bazı kaynaklar ise Maraş’a bu adı M.S. 17 yılında ve Kaligula’nın ricasıyla İmparator Tiberius zamanında verildiği ileri sürülmektedir.

Romalılar tarafından Maraş, Malatya, Adıyaman ve Antep arasında bulunan Kommegane bölgesinin krallığı IV. Antiokhos’a verilmişti. Bazı kaynaklara göre de Maraş’a asıl bu adı veren kişi IV. Antiokhos olup, Roma İmparatoru Kaligula’nın gözüne girmek amacıyla şehrin adını değiştirmiştir. Bazı tarihçiler ise IV. Antiokhos’un dedesi olup Nemrut tümülüsünde gömülü bulunan I. Antiokhos’un (M.Ö. 54–M.Ö. 37) Maraş’a kendi adını verdiğini ileri sürülmektedir. Buna göre Maraş, Antiokheia yani Antakya olarak anılmış ve diğer Antakya’dan ayırmak içinde Toroslardaki Antakya (Antiokheia Pros Tauro) denmiştir.

Charles Texier, Küçük Asya adlı eserinde coğrafyacılara göre şimdiki Maraş’ın eski Antiochia Taurum şehrinin bulunduğu yerde olduğunu belirterek, Bizanslı Etienne’nin aynı adla söz ettiği altı şehirden, Ceyhan üzerinde Kilikya Antiochesi unvanıyla kaydettiği yerdir demektedir. Müellif ziyaret ettiği Maraş’ta eski eserlerden pek bir şey kalmadığını yazmaktadır. Bunun sebebini ise Maraş’ın öteden beri pek çok hareketli halkın merkezi olduğundan, eski eserlerin hep yıkıldığına bağlamıştır. Gerçekten de Maraş bulunduğu coğrafi mevkii sebebiyle pek çok halkın uğrak ve istila alanı olmuştur.

Bizans kaynaklarında Maraş’ın adı Marasin veya Marassion olarak görülmektedir. Yine bir iddiaya göre Haçlılar zamanında işgal edilen Maraş bir Haçlı komutanın adından dolayı Marassion ismini aldı dense de bunun gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Köklü bir kültürü olan ve tarihi M.Ö. 5 binli yıllara kadar giden, adı ise bundan 3 bin yıl öncesine dayanan Maraş’ın zamanla Hititler devrindeki adını tekrar aldığı görülmektedir.

Maraş 637’de Müslümanlar tarafından fethedilince tekrar Hititler zamanındaki adıyla anılmaya başlanır. Ancak Maraj kelimesi Arap alfabesinde “j” harfi olmadığından Mer’aş şekline dönüşür. Bunların yanında Maraş adının Arapça “titredititreme” anlamına gelen “R.A.Ş” fiilinden türeyerek “Mer’aş” olduğunu da iddia edenler de var. Maraş ovasında çok fazla pirinç ekimi yapıldığından dolayı da şehrin sıtmalık alan haline geldiği bu sebeple de bu hastalığa yakalananların titremesi nedeniyle titreme alanı anlamına gelen Maraş adı verildiği söylenmektedir. Ancak bu görüşlerin hiçbir ilmî bir kıymeti olmayıp sadece rivayetten, benzetmekten başka bir şey değildir. Elbistanlı dilbilimci Hasan Reşit Tankut da kaynak belirtmeden “kutlu güneş” anlamına geldiği için Maraş’a bu adının verildiğini belirtmektedir.

Osmanlılar döneminde şehrin adı bölgede Dulkadiroğulları Beyliği’nin kurulmasından dolayı Maraş’ın yanı sıra Zülkadir, Zülkadiriye gibi isimlerle de anılmıştır. XVII. yüzyılda Maraş’ı ziyaret eden Evliya Çelebi Maraş’ın adının nereden geldiği konusunda bir efsaneden bahsetmektedir. Buna göre bir Ejderha şehrin tüm ahalisini  yediği için Mâr-ı iş’ten galat olarak Maraş olmuştur.

Maraş’ın kazalarından Elbistan, Afşin, Andırın, Pazarcık, Göksun gibi yerlerin isimleri eski olup bunların tarihi anlamlarının ne olduğu konusunda da bilgi vermeyi faydalı olacağı kanaatindeyiz.

2. Maraş’ın İlçelerinin İsimlerinin Oluşması

Elbistan

Tarihte pek çok ad alan Elbistan’ın Ablasta, Abulustain, Plasta, Plastentia, Ablastha, Ablastayn ve Ablistan gibi adlar aldığı görülmektedir. Bu kelimenin Hititlerin atası olduğu kabul edilen Luvilerin dilinden geldiği, su geçidi, gür su, bol su gibi anlamlara geldiği tahmin edilmektedir. Arap kaynaklarında ise Elbistan, Bilistin, Eblıstan, Elbostan vs şeklinde geçmekte olup bu ad bağ, bahçe ve bostanlık anlamına gelmektedir. Elbistan’ın ilk kurulduğu yer şimdi Karaelbistan denilen yerdir. Burada bir deprem veya başka bir felaket neticesinde yıkılıp harap olması nedeniyle şehir şimdiki yerinde yeniden kurulmuştur.

Göksun

Tarihi Roma İmparatorluğu’na çıkan ve Bizans Dönemine ait kaynaklarda sıkça görülen Göksun’un eski isminin Latin kaynaklarında Cocussos (Kokkussos-Kukusos), Coxon, Coxa, Cos(a)or ve Kosor gibi isimlerle anıldığı anlaşılmaktadır. Bu ismin sonunda olan ussos, sssos ya da assa kelimesinin köy, kasaba ve kent anlamlarına gelmektedir. Ancak gerçek anlamda Cocussos veya Coxon kelimesinin ne manaya geldiği bilinmemektedir.

Andırın

Kahramanmaraş’ın batısında bulunan ve pek çok tarihi mekâna sahip olan Andırın adının aslı Andurana olup, And(a)-ura-(wa) na “Yüce Ana Tanrıça Yurdu” anlamına gelmektedir. Günümüzde Andırın isminin Osmanlılardaki Saray mektebi olan Enderûn’dan geldiği iddia edilse de bu doğru değildir. Güya Andırın mıntıkasından Saray mektebi Enderûn’a talebe alınması ile ilgili bir rivayetten bu ismin oluştuğu gerçeği yansıtmamaktadır.

Afşin

Afşin’in adına gelince, eski ismi Arabissos olup daha sonra da Türkler tarafından Yarpuz denmiştir. Buranın eski isimlerinden biri de Efsus’tur. Bu ismin aslı Araw(a)-İssos kelimelerinden birleşmiştir. Arawa kent demektir. İssos’un ise “Yerleşim” buradan: Kent anlamımda olduğu bilinmektedir. Arawa ise “ Sunak” anlamına gelmektedir. Yarpuz kelimesi ise Türkçede bir bitki adıdır. Afşin adına gelince 1060’larda bölgede fetihler yapan Sultan Aparslan’ın komutanlarında Afşin Bey’in hatırasına 1944’te dönemin Maraş Milletvekili Hasan Reşit Tankut ve tarihçi Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç tarafından verilmiştir.

Pazarcık

Eski yeri Bağdanasır köyünde bulunan Pazarcık Kazası’nın adına gelince, Kayseri- Elbistan-Akçaderbent-Hades (Göynük- Bozlar) Halep tarihi ticaret yolu üzerinde bulunmasından dolayı burada küçük bir pazar kurulmaktaydı. Büyük Pazar ise Kayseri’nin doğusunda Pınarbaşı’nın batısında Yabanlu ovasında (Pazarören) kurulurdu. Pazarcık adı ilk defa Memlûk tarihçilerinden (ö. 1441) el-Mısırlı el-Makrizî’nin Kitabü’s-Sülük adlı eserinde geçmektedir.

Türkoğlu

Bu ilçenin eski adı İloğlu olup halk ağzında Eloğlu olarak telaffuz edilmekteydi. İloğlu, ilçeyi kuran Tecürlü aşiretinin bir obasının adı olup 1866’da devlet tarafından buraya iskân edilmiştir. İloğlu aşiretinin bir kısmı Çukurova’ya yerleşmiştir. 11 Şubat 1960’da Maraş Kurtuluş Bayramına katılmak üzere Eloğlu istasyonuna gelen dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in, istasyon tabelasındaki isim dikkatini çekmiştir. Bu ismin Türkoğlu’na çevrilmesini ve buranın da kaza olmasını istemiştir. 20 Nisan 1960’da TBMM’nin aldığı kararla Eloğlu adı Türkoğlu ve nahiye de kaza hâline getirilmiştir.

Çağlayancerit

İlçenin ismi bölgede yaşayan Oğuzların bir boyuna mensup olan Cerit aşiretinden gelmektedir. Osmanlı kaynaklarında Maraş bölgesinde yaşayan Cerit Türkmenleri Çağlayancerit ve Kuşçu Ceridi diye ikiye ayrılmaktaydı. Kuşçu Ceridi Pazarcık taraflarında yaşarken, Çağlayan Cerit Türkmenleri ise şimdiki ilçenin bulunduğu bölgede yaşamaktaydı. Çevrede yaşayan Cerit Türkmenlerinin toplanması ile bu yerleşim birimi kurulmuştur. Günümüzde bölgede Cağlayancerit’ten başka Küçükcerit ve Yumaklıcerit gibi köyler de bulunmaktadır. Osmanlı Döneminde Göynük nahiyesine bağlı olan Çağlayancerit bir köy statüsündeydi. 1800’lerdeki arşiv kayıtlarına göre burada Kezban Hatun Camii vardı. 1805’te bu camiye imam tayini yapılmıştır. Caminin tarihi daha eski dönemlere gitmekte olup günümüzde hala ayaktadır. Cağlayancerit 1986’da köy halindeyken dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından kaza hâline getirilmiştir. Türkiye’de kasaba olmadan doğrudan kaza olan nadir yerlerden biridir.

Nurhak

Nurkak ismi kazanın arkasında bulunan ve eski ismi Nur-ı hak olan dağdan gelmektedir. Rivayetlere göre bu dağda geceleyin bulunan bir madenin parlamasından dolayı bu ismi almıştır. Kayseri üzerinden Elbistan’a gelen tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Nurhak’tan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Malatya, Hısn-ı Mansur, Samsat, Ayıntap ve Halep taraflarına ticaret yolları geçmekteydi. Nurhak çevresinde Ortaçağ’dan kalma kervancıların kaldığı hanlar bulunmaktadır. Yine bu kervanları korumak için kaleler yapılmıştır.

Ekinözü

XVI. yüzyıl Maraş Tahrir Defterinde Elbistan kazasının Nergele nahiyesine bağlı bir köy olan Celâ adı XVII. yüzyılda Osmanlı Arşiv belgelerinde de geçmektedir. 1958’de Celâ adı ile nahiye olmuş ve 1983’te Ekinözü olarak değiştirilmiştir. 1991’da ilçe haline getirilmiştir. Kanaatimize göre yeraltından kaynayarak çıkan içme suyundan dolayı bu isim verilmiştir. Bölgenin Roma ve Bizans’tan beri yerleşim yeri olduğu bilinmektedir. Ekinözü ismi ise sulak yer anlamındadır. Buranın sulak ve verimli olması sebebiyle bu isim verilmiştir.

Kaynakça

Akdenizin Altın Kenti Kahramanmaraş

Prof. Dr. İlyas GÖKHAN – Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

Yorumlar

Yorum yapmak ister misin?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kenar Çubuğu