Kahramanmaraş Ağzı (Maraş Şivesi)

Kahramanmaraş Ağzının Genel Özellikleri

Doğduğumuz ve içinde yaşadığımız çevrenin sosyal ve kültürel hayatı, tarihsel süreci ve doğa koşulları zihnimize, gönlümüze ve dilimize etki eder. Bu nedenle duygu, düşünce, davranış ve konuşmamız çevre özelliklerine göre biçimlenir. Ağızların oluşmasında da en önemli etken bu çevre özelliğidir.

Bir dilin ya da dilin bir şivesinin sınırları içindeki belli bölgelerde, belli topluluklar tarafından konuşulan, bağlı olduğu yazı dilinden ses ve söyleyiş seviyesinde farklılık gösteren konuşma biçimine “ağız” denir. Ağızlar, unutulmaya yüz tutan kelimeleri ve bu kelimelerin taşıdıkları kültürü muhafaza ederler. Mensubu olduğu dilin tarihî geçmişini aydınlatır ve o dile zenginlik katarlar.

Kahramanmaraş yöresi de Anadolu’nun birçok yöresi gibi ağız özellikleri bakımından oldukça zengindir.

Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde Maraş halkının dili hakkında bilgi verirken “Kelimâtları lisân-ı Türkî’dir ve Maraş’ın ekseriya halkı Türkmân’dır” ifadesini kullanır (Evliya Çelebi, 2005:175).

Kahramanmaraş ve yöresinde 1337-1522 yılları arasında hüküm süren Dulkadiroğlu Devleti’ni oluşturan halkın Oğuzların Bayat, Avşar ve Beğdili boyları olduğu göz önünde bulundurularak Kahramanmaraş’ın, kökü tarihin derinliklerine dayanan kadim bir Türkmen yurdu olduğunu söyleyebiliriz. XVI. yüzyıl ve sonrasında yörede Bayındır, Çepni, Avşar, Kınık-Kuzu, Ağaç-eriler, Karkınlar, Kızıklar, Peçenekler, Yazırlar, Yıvalar gibi çok çeşitli boy ve aşiretlerin izlerine ve isimlerine rastlanmış; Kahramanmaraş yöresi ağzının oluşumu ve gelişiminde bu boyların büyük etkisi olmuştur. (Erdem, 2012:162).

Kahramanmaraş’ta Kurtuluş Savaşı öncesinde Maarif Müdürlüğü yapan, Türk Dil Kurumunda da önemli görevlerde bulunan Besim Atalay (1882-1965) “Maraş Tarihi ve Coğrafyası” adlı eserinde Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya aşiretler hâlinde geldiklerini, Anadolu’ya yerleştikten sonra bu aşiretlerin kaynaşarak, karışarak birlik hâline gelemediklerini ve ortaya muhtelif şivelerin (ağız) çıktığını, Maraş ağzının diğer ağızlar arasında özel bir yere sahip olduğunu belirtiyor ve Maraş ağzının ayırt edici özelliklerinden birinin duyulan geçmiş zaman ekinin bulunmaması olduğunu ifade ediyor (Atalay, 2008:128).

Ağız Çalışmalarında Kahramanmaraş Ağzı

Türkiye Türkçesi, konuşulan ağızlar bakımından Anadolu ve Rumeli ağız bölgeleri olmak üzere iki bölgeye ayrılmaktadır. Anadolu ağız bölgesi; doğu, kuzeydoğu ve batı grubu olarak üç ana gruba, her grup da kendi içinde alt gruplara ayrılmaktadır. Kahramanmaraş ağzı Leyla Karahan’ın yaptığı sınıflandırmaya göre batı grubu ağızları içinde ve VII. alt grupta yer almaktadır. Bu grupta Kahramanmaraş’ın yanısıra Tarsus (İçel), Ereğli, Konya merkez ilçesinin bazı yöreleri, Adana, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Darende, Akçadağ, Doğanşehir (Malatya), Bilecik, Halfeti (Urfa) ağızları da bulunmaktadır (Karahan, 2011: 117).

Kahramanmaraş merkez ilçesiyle diğer ilçeler arasında ağız özellikleri bakımından coğrafî yapı ve uzaklık nedeniyle küçük de olsa farklılıklar görülür. Ağız özellikleri açısından birbirine en yakın ilçeler Elbistan ve Afşin’dir. Afşin kelimeleri Göksun kelimeleriyle de büyük benzerlikler göstermektedir (Erdem, 2010).

Kahramanmaraş Ağzının Genel Özellikleri

Biz ilçeler arasındaki farklılıklardan kaynaklanan ayrıntılar üzerinde durmadan Kahramanmaraş’ta nüfus bakımından geniş bir kesimin konuştuğu Kahramanmaraş merkezi ağzını esas alarak bu ağzın belirleyici ve farklılık gösteren özelliklerini Ses Bilgisi, Şekil Bilgisi ve Kelime Hazinesi başlıkları altında sunacağız.

A- Ses Bilgisi Özellikleri

Maraş ağzı, Türkçenin ses özelliklerine en uygun ağızların başında gelir. Her şeyden önce büyük ve küçük ünlü uyumu sağlamdır. Gerek ünlü uyumları, gerekse sert ünsüzlerin tarihî süreç içerisinde yumuşak ünsüze dönüşmesi kuralı Maraş ağzında tavizsiz uygulanır. Maraş ağzının ses bilgisi bakımından yazı dilinden ve diğer ağızlardan farklılık gösteren başlıca özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

a) Ünlülerle ilgili özellikler

1: Kahramanmaraş ağzında yabancı dillerden alıntı kelimelerdeki ünlüler Türkçenin ses özelliğine uygun olarak değişime uğrar:

  • ti:reki  < tiryaki,
  • tene < tane,
  • esger < asker,
  • mezer < mezar,
  • ma:danız < maydanoz,
  • ırahmatlık < rahmetlik,
  • Gö:sün < Göksun,
  • mezerlig < mezarlık,
  • barabar < beraber,
  • ihtiyeci < ihtiyacı,
  • maraġ < merak,
  • habar < haber,
  • motur< motor,
  • doktur < doktor,
  • ezen < ezan,
  • ecele < acele

2: Düzlük-yuvarlaklık uyumu Kahramanmaraş ağzında, yazı diline göre oldukça ileri durumdadır. Bu uyumun, düz ünlülerden sonra düz ünlüler gelmesi şekli, Kahramanmaraş merkez ağzında oldukça yaygındır. Dudak ünsüzlerinin etkisiyle ilk heceden sonra gelen hecelerde görülen ve Türkçe ses uyumuna aykırı olarak yuvarlaklaşan ünlüler, Kahramanmaraş ağzında Türkçenin ses uyumuna uygun olarak düzleşir:

  • ya:mır < yağmur,
  • yavrım < yavrum,
  • pambıġ < pamuk,
  • hatın < hatun,
  • avıç < avuç,
  • yavız < yavuz,
  • çamır < çamur,
  • hamır < hamur

3: Şimdiki zaman eki olarak Kahramanmaraş merkez ve köylerinde –yor yerine -i: uzun ünlüsü söylenir.

  • mıgdar geli < Muhtar geliyor,
  • türkü söyli < türkü söylüyor,
  • gapıya vuri < kapıya vuruyor

4: Şimdiki zamanın olumsuzu kullanılırken olumsuzluk ekinin ünlüsü darlaşır ve şimdiki zaman eki olan –i ile birleşerek uzun okunur:

  • bilmi:dig < bilmiyorduk,
  • söylemi:m < söylemiyorum

5: Fakat, şimdiki zaman olarak kullanılan –i ünlüsünün kullanılması ünlü uyumunun bozulmasına da neden olmaktadır:

  • ġonuşi:k < konuşuyoruz,
  • yati:ler < yatıyorlar
Not: Kahramanmaraş’ın ilçe ağızlarında şimdiki zaman eki olarak -yo, -yö, -iy, -iür, -i:r, -ya, -yı, -yır’lı şekillerin de kullanıldığı görülmektedir.

6: -ken ekinin de büyük ünlü uyumuna uydurulduğu görülür:

  • yaşında:hana < yaşındayken,
  • çıharhana < çıkarken

7: Maraş ağzında ünlüler arasında önlük-artlık uyumunun bozulduğu kelimeler de bir hayli fazladır. Bu uyum kelime ve ek arasında oluşmaktadır:

  • oynici:dim < oynayacaktım,
  • uyyi:ci < uyuyacak

8: Olumsuzluk eki –me’nin eklenmesi sırasında önlük-artlık uyumunun bozulduğu görülmektedir.

  • Ayrılmiye < ayrılmaya,
  • yapmiyecek < yapmayacak,
  • çalışmi:k < çalışmıyoruz,
  • a:nami:< anlamıyor

9: Kahramanmaraş ağzında /y/ ünsüzünün daraltıcı etkisiyle düzlük-yuvarlaklık uyumuna aykırı kullanımlar oldukça fazladır:

  • buriye < buraya,
  • oynamiye < oynamaya,
  • gonuşmiye < konuşmaya,
  • oriye < oraya,
  • köşiye < köşeye

10: Kahramanmaraş ağzında /ğ/, /h/, /k/, /l/, /n/, /r/, /v/, /y/ ünsüzlerinin düşmesi ya da iki ünlü arasında erimesi sonucunda uzun ünlüler ortaya çıkmaktadır. Ünsüzler düşerken kendilerinden sonraki ünlüyü uzatmaktadır:

  • a:nadım < anladım,
  • gö:nü < gönlü,
  • o:lan < oğlan,
  • a:şama < akşama,
  • ma:danız < maydanoz,
  • ya:lama < yağlama,
  • a:sig < eksik,
  • so:ra < sonra,
  • di: < diye,
  • pari: < parayı,
  • salü:nü < salı günü,
  • ellu:ruş < elli kuruş,
  • aya:mıñ < ayağımın,
  • yo:sa < yoksa,
  • aldı:nı < aldığını,
  • a:r < ağır,
  • so:du < soğudu,
  • gücco:lan < küçük oğlan,
  • dile: sa:lık < diline sağlık

11: Uzun ünlülerin bir kısmı iki ünlünün kaynaşmasıyla ortaya çıkmaktadır:

  • no:luñ < ne olursun,
  • Abdullu:sda < Abdullah Usta,
  • dero:tu < dere otu

12: Soru ekinin yerine yapılan kip vurgusu da kelime sonunda uzun ünlülerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır:

  • yi:ci:? < yiyecek misin,
  • alıcı:? < alacak mısın,
  • gördü:? < gördün mü

13: Kahramanmaraş ağzında “ki” aitlik ekinden önceki –da, –de ekinin ünlüsü uzun telaffuz edilmektedir

  • yolda:ki < yoldaki,
  • melmekedde:ki < memleketteki,
  • şonda:ki < şundaki

14: Türkçede iki ünlünün yan yana bulunmamasına rağmen Kahramanmaraş ağzında ses düşmesi (erimesi) ve bazı sızıcı ünsüzlerin aşınması sonucu iki ünlünün yan yana geldiği görülür:

  • Burie < buraya,
  • ohiüg < okuyoruz,
  • youmuş < yok imiş,
  • ötie < öteye,
  • dial < değil,
  • oynien < oynayan,
  • ikiün < iki gün,
  • salıünü < salı günü,
  • aralıa < aralığa

15: Kahramanmaraş ağzında ek (cevher) fiilin geniş zaman ve hikâye çekiminde, bulunma hâl ekindeki a/e ünlüsünde daralma meydana gelir.

  • Odamdiyem < odamdayım,
  • okuldiyedim < okuldaydım,
  • burdiyem < buradayım,
  • bahçediyedik < bahçedeydik

16: /i/ ünlüsünün kapalı /ė/’ye dönüşmesi yöre ağzında sıkça görülen bir durumdur:

  • ėndi < indi,
  • gėtdi< gitti,
  • ėyilik < iyilik,
  • ėşitdim < işittim
b) Ünsüzlerle ilgili özellikler

1: k>g, k>ġ, t>d değişmesine dayanan ünsüz yumuşaması sıkça görülür:

  • ġalın < kalın ,
  • asgı < askı,
  • gız < kız,
  • yemegden < yemekten,
  • gıyma < kıyma,
  • gişi < kişi,
  • göynek < köynek,
  • dırnak < tırnak,
  • daş < taş,
  • depinmek < tepinmek,
  • daban < taban,
  • dartı < tartı,
  • dudgal < tutkal,
  • davşan < tavşan,
  • dezze < teyze,
  • duddum < tuttum,
  • eşgi < ekşi,
  • esgi < eski,
  • çalışgan < çalışkan,
  • gar < kar

2: Kahramanmaraş ağzında kelime içinde art damak ünsüzü /k/’nin, /h/’ye dönüşmesi olayına sıkça rastlanır:

  • arhadaş < arkadaş,
  • yohuş < yokuş,
  • yahışıġlı < yakışıklı,
  • dıhılmak < dıkılmak,
  • ahıtmak < akıtmak,
  • çarhıt < çarkıt,
  • çıhın < çıkın,
  • vahıddan < vakitten,
  • bahım < bakayım

3: /g/, /ġ/ ünsüzleri iki ünlü arasında erir. Hece kaynaşmalarında bu ünsüzlerin düştüğü görülür:

  • barda: ver < bardağı ver,
  • aya:ñı uzat < ayağını uzat,
  • anaca:zımı < anneceğizimi,
  • a:r < ağır,
  • be:ndi:? < beğendin mi?

4: Türkçenin aslî seslerinden olan genizsi damak /ñ/ ünsüzü, çoğu Anadolu ağızlarında olduğu gibi Kahramanmaraş ağzında da korunmaktadır. İlgi durum ekindeki /n/, ikinci tekil şahıs iyelik eki +n, ikinci tekil şahıs eki –n ve ikinci çoğul şahıs ekindeki /n/ ünsüzleri damak ñ ünsüzü olarak söylenir

  • onuñ < onun,
  • kitabıñ < kitabın,
  • Ali’niñ < Ali’nin;
  • suyuñ < suyun,
  • o:luñ < oğlun;
  • geldiñ < geldin,
  • söylediñ < söyledin;
  • geldi:z < geldiñiz,
  • yürüdüñüz < yürüdünüz

5: Kelime içinde /k/, /d/, /c/, /z/, /ş/, /s/, /l/, /r/ ünsüzleri iki ünlü arasında ikizleşir. Bu durum Kahramanmaraş ağzında sıkça görülür:

  • çegge < çekirge,
  • döşşek < döşek,
  • başşak < başak,
  • fişşek < fişek,
  • culluk < culuk (hindi),
  • çellik < çelik,
  • güccüg < küçük

6: Ünsüz düşmeleri Kahramanmaraş ağzında sık görülen bir ses olayıdır ve özellikle iç ya da son seste bulunan /f/, /ğ/, /h/, /l/, /r/, /v/, /k/, /n/, /t/, /y/ ünsüzlerinde görülür:

  • ö:kelenmek < öfkelenmek,
  • Memmet < Mehmet,
  • o:lag < oğlak,
  • Abdulla < Abdullah,
  • boşaddım < boşalttım,
  • so:ra < sonra,
  • deşirdi < devşirdi,
  • yalı:z < yalnız,
  • rasgele < rast gele,
  • bu:day < buğday,
  • ġosam < koysam

7: Kahramanmaraş ağzında oldukça yaygın olan hece kaynaşması olayı, yalın ya da eklerle genişletilmiş kelimelerdeki /g/, /ğ/, /k/, /y/, /v/, /h/, /ñ/ gibi ünsüzlerin iki ünlü arasında eriyip kaybolmasıyla oluşur:

  • ogla:< oklava,
  • ellu:ruş < elli kuruş,
  • salü:nü < salı günü,
  • da:şiñ < değişirsin,
  • Hüsi:n < Hüseyin,
  • Sela:ddin < Selahaddin

8: Yöre ağzında, /n/ ünsüzüyle biten bir kelimenin üzerine /l/ ünsüzüyle başlayan bir ek geldiği zaman /l/ ünsüzü /n/’ye dönüşmektedir:

  • Onnar < onlar,
  • bir zamannar < bir zamannar,
  • şunnarıñ < şunların,
  • annaşamadılar < anlaşamadılar,
  • günnük < günlük,
  • gelinnik < gelinlik,
  • donnuk < donluk

9: Yöre ağzında ünsüzler arasındaki göçüşmelere sıkça rastlanır:

  • Melmeket < memleket,
  • zellet < lezzet,
  • ireli < ileri,
  • baldırcan < patlıcan,
  • cılbak < çıplak,
  • eşgili < ekşili,
  • samırsak < sarımsak

10: Yazı dilindeki sert ünsüzle biten kelimenin üzerine sert ünsüzle başlayan ek gelir (benzeşme) kuralı Kahramanmaraş ağzında pek uygulanmaz:

  • çalışdırır < çalıştırır,
  • sınıfdan < sınıftan,
  • isdedi < istedi,
  • sabahcı < sabahçı

11: Kahramanmaraş ağzında sonu /r/ ünsüzü ile biten bir kelimenin üzerine /l/ ünsüzüyle başlayan bir ek geldiği zaman /r/ ünsüzü /l/ ünsüzüne dönüşmektedir.

  • Vėriller < verirler,
  • gėdeller < giderler,
  • esgelligde < askerlikte,
  • beklellerdi < beklerlerdi,
  • gėlillerse < gelirlerse,
  • toplanıllar < toplanırlar

B- Şekil Bilgisi Özellikleri

a) Fiillerin şekil ve zaman ekleri

Kahramanmaraş ağzının zaman, şekil ve şahıs ekleri bakımından farklılık arz eden özellikleri vardır. Bunların başlıcaları aşağıdaki gibidir:

Okumanızı Tavsiye Ediyoruz !  Maraş Ağızotu

1: Kahramanmaraş (merkez) ağzında şimdiki zaman eki –i:’dir.

  • Ne di:? < Ne diyor?,
  • Gonuşi < Konuşuyor

Kahramanmaraş’ın bazı ilçelerinde şimdiki zaman eki olarak, -yo, -iü, -iür, -yö:, -yir biçiminde söyleyişe de rastlanmaktadır.

2:Gelecek zaman eki olarak yaygın bir şekilde –ıcı, -ici kullanılmaktadır:

  • no:tucum < Ne yapacağım?,
  • gelicig < geleceğiz,
  • sorucuñ < soracaksın

3: Öğrenilen geçmiş zaman eki olarak -mıs, -mis, -mus, -müs, -ıg, -ig, -ug, -üg ekleri kullanılmaktadır:

  • ö:renigsin < öğrenmişsin,
  • yapıgsıñ < yapmışsın,
  • küsmüssüñ veya küsügsüñ < küsmüşsün

4: İkinci tekil şahıs ekindeki /n/ ünsüzü, damak /ñ/’si olarak telaffuz edilir:

  • terli:gsiñ < terlemişsin,
  • üşümüssüñ (veya üşi:gsiñ) < üşümüşsün

5: Birinci çoğul şahıs eki olarak –ız, -iz, -uz, -üz yerine –g, -ıg, -ig, -ug, -üg ekleri kullanılır.

  • çalışıcıg < çalışacağız,
  • oyni:g beklerig < bekleriz,
  • silmişig < silmişiz

6:İkinci çoğul şahıs görevini üstlenen –sınız, -siniz, -sunuz, -sünüz eki, Kahramanmaraş ağzında /n/ sesinin düşmesiyle -sı:z, -si:z, -su:z, -sü:z, -sa:z, -se:z biçimine dönüşür.

  • gelmissi:z < gelmişsiniz,
  • getmisi:z < gitmiyorsunuz,
  • alsa:z < alsanız

7: Kahramanmaraş ağzında fiillerin birleşik çekimleri ise şöyledir:

Hikâye birleşik zaman:

  • satdi:di < sattıydı
  • satıgdı < satmıştı
  • sati:di < satıyordu
  • satıci:dig < satacaktık
  • satallarıdı < satarlardı
  • satsiyedim < satsaydım
  • satiediñ < sataydın
  • satmali:diñ < satmalıydın

Rivayet birleşik zaman:

  • ġonuşi:miş < konuşuyormuş
  • ġonuşuglarımış < konuşmuşlarmış
  • ġonoşuci:missig < konuşacakmışız
  • ġonuşullarıdı < konuşurlardı
  • ġonuşsiyemissiñ < konuşsaymışsın
  • ġonuşiyemiş < konuşaymış
  • ġonuşmali:miş < konuşmalıymış

8: Soru eki: Kahramanmaraş ağzında soru anlamı genellikle vurgu yoluyla sağlanır. Soru edatı olan “mı, mi, mu, mü” pek az kullanılır. Soru cümlelerinde son seste vurgulu söylenen uzun ünlü, soru sorma görevi görmektedir.

  • gördü:? < gördün mü?
  • Anañgile de uradı:? < Annengile de uğradın mı?
  • Aldı:? < Aldın mı?

Soru edatı mı, mi, mu, mü’nün genellikle ismin soru şeklini ifade ederken kullanıldığı görülür:

  • Köye mi gedi:ñ?
  • Bu gızıñ adı Anşa mı?

9: Bu, şu, o işaret zamirleri, edat grubu oluştururken genellikle “-nın, -nin, -nun-, nün” ilgi ekini almaz:

  • bua:dar < bunun kadar
  • oa:dar < onun kadar
  • onü:çün < onun için
  • şua:dar < şu kadar

10: Kahramanmaraş ağzında no:t- soru kelimesi yöreye mahsus bir özellik gösterir. Bu fiilin “ne” soru zamiri ile “et-” veya “yap-” anlamına gelen fiilin kaynaşmasıyla oluşması muhtemeldir.

  • No:tiñ ede? < Ne yapıyorsun ede?
  • No:ddu:z? < Ne yaptınız?
  • No:tucug? < Ne yapacağız?
  • bo:n no:tag? < Bugün ne yapalım?

11: -ken eki Kahramanmaraş ağzında genellikle ünlü uyumuna uyumludur ve üzerine /e/ veya /a/ ünlüsünü alır:

  • İş dutarkana,
  • yeme:ñi yėrkene,
  • asbabını gėyerkene

12: Yazı dilindeki –ınca/-unca eki, Maraş ağzında –ıncı/uncu veya -ışın/-uşun şeklinde söylenir:

  • Eve gelinci söylerim.
  • İşden çıhıncı do:ru eve gėddig.
  • Sohagda görüşün taniyemedim.
  • Eve gelişin su istedi.

13: –arak, –erek zarf fiil ekinin, –aragdan, –eregden şekliyle de kullanıldığı görülmektedir.

  • goşaragdan < koşarak,
  • güleregden < gülerek

14: Kahramanmaraş ağzı zaman, şekil ve şahıs ekleriyle çekimlenmiş fiilleri aşağıdaki tabloda özet olarak verilmiştir:

Zaman, şekil ve şahıs ekleriyle çekimlenmiş fiilleri tablosu
b) İsim Çekim Ekleri

İsim çekim ekleri içerisinde Kahramanmaraş ağzına has bazı özellikler de şunlardır:

1: Ekleştiğinde vasıta eki adını alan “ile” çekim edatı, Kahramanmaraş ağzında ünlü ile biten isimlere –ynen/ -ynan; ünsüzle biten isimlere +InAn, +UnAn, şeklinde eklenir.

  • kitabınan < Kitapla,
  • sepetinen < sepetle,
  • suyunan < suyla,
  • hoci:nen < hocayla,
  • sütünen < sütle,
  • elimizinen < elimizle

2: /k/ ünsüzüyle sonlanan isimlere -(y)nan eki getirildiğinde son sesteki /k/ ünsüzü düşer ve önündeki ünlüyü uzatarak “–nan” şeklinde kelimeye eklenir:

  • aya:nan < ayakla,
  • gaşı:nan < kaşıkla

3: Eşitlik hâli eki olan –ce/ -ca ekinden sonra +na/ +ne sesleri getirilir:

  • eyicene < iyice,
  • gözelcene < güzelce

4: İsimlere yönelme ekinden sonra gelerek mekânda ve zamanda sınırlama gösteren, Türkiye dışı yazı dillerinde devam eden, bazı Anadolu ağızlarında da görülen, Türkiye Türkçesinde yerini +A kadar, +A dek edatlarına bırakmış olan +ça/+çe sınırlandırma eki Kahramanmaraş ağzında da görülür.

  • akşamaça < akşama kadar,
  • oriyeçe < oraya kadar,
  • geleneçe < gelene dek

5: Bölgemiz ağzında +ki aitlik eki erimekte ve vurgu bir önceki heceye atılmaktadır:

  • seni: geli: < seninki geliyor,
  • evde:ni getir < evdekini getir

6: “gibi” edatı, kendinden önce gelen ve ünlüyle biten isimle kaynaşarak +:mI şekline dönüşür:

  • goyun sürüsü:mü < koyun sürüsü gibi
  • soytarı:mı < soytarı gibi

Kahramanmaraş Ağzı Örnek Metin

Aşağıda ağızdan derlenmiş olan metin, Kahramanmaraş merkez ağzı hakkında fikir vermektedir:

Babañ da işde gece mektebine gėtmiş. Beşden çıgmış. Babası youmuş. Günüz çalışır ımış düvende. Gece mektebe gėder imiş. O odacıla: da ben yazdıddırdım gendini. Gunduracılıgdan çıgdı. Biyere giremi:. Şor isti:si:z, verim. İşde eyi bir şor. Gunduracılıgdan çıgdı. Burie geldi. Dedi kine, hatıngişi ben no:tim dedi. Hökümete geddim, dedi. Odacılıg edicim dedi. Gıg tene adam var dedi. Gıg tene adam mı var, dedim. Ha: dedi. Benim dedim, bir sürü çorum çocu:m var, dedim. Bunarın rızgını Cena:balla ordan verici dedim. Beni almadılar, dedi. Seni almadılar ısa dedim, Cena:balla: yalvarırsam dedim, alıllar dedim. Nasıl ediciñ, yalvarıcıñ, dedi. Gece kaharım, dedim, haced namazı gılarım dedim, yalvarrım dedim.

Merhamedsize merhamet ver, imansıza iman ver, yogsullara varlık ver Ya: Rabbi. Bize de yogdan va:reyle, merhamedli gullarına mahtec ed di: yalvarrım dedim. Ulan dedi, bu hatıngişi saf dedi. Bahele dedi. Seniñ yalvarma:nan goca hökümet dedi, adamı, beni alır mı dedi. Alır dedim. Hemi de dedim, kitab al ohu deller sa: dedim. E: kitab alacag param yog dedi. Kitap alacag parañ youusa dedim, şurda Zahare bacı var, gomşumuz, dedim. Ondan para alırım dedim, sa: verrim dedim. Gėdeñ dedim, bir arzıhal veriñ dedim. Ohumadım amma deli dialım daha, aglım başımda. Arzıhalcie arzıhal veriñ, dedim. Sütçi:mamıñ ouli:m. Sermiem yog ki düven açam. Eliñ işcisi:dim. Bir gafla çocug var başımda, beş altı tene. Bunnarı besliemiüm. Beni odacıla: alıcı:z, di: dedim.” (Kılıç, 2008:112)

Lügatçemiz

Ağız destanı diyebileceğimiz, bir yöreye ait ağızdan derlenen kelimelerle yazılan şiirlerin en başarılısı Hayati Vasfi Taşyürek’in “Lügatçemiz” adlı şiiridir.

Yemeniye (kelik), yoğurda (katık)
Bulgur pilavına (aş) derler bizde
Genç horoza (celfin), pilice (ferik)
Kümese yollarken (kişş) derler bizde.

Büyük satır (bakraş), küçükse (sitil)
Kerpiç duvardaki hatıla (katil)
Tohumlara (bider), fidana (çitil)
Büyük leğenlere (teş) derler bizde.

Kocamana (iri), ibriğe (güğüm)
Dünür (isteyici), ilmekse (tüğüm)
Rüşvete (bartıl) der, şiire (deyim)
Rüya âlemine (düş) derler bizde.

Mirascıya (hısım), taksime (paylaş)
Huysuzlara (vetsiz), akrana (taydaş)
Hanıma (küldöken), flörte (oynaş)
Mendil sallamazlar (hişş) derler bizde

Az önce (debiyak), demine (bayak)
Kurnazlara (koddoş), kibara (kıyak)
Çukur taşa (gağlık), dağlara (koyak)
Yaz bahar eyyamı hoş derler bizde.

Bir dakika (biti), döven ise (gem)
Kız kardeşe bacım, ağabey (edem)
Güzel olmuşa (peh), ilaçlara (em)
Su veren toprağa (leş) derler bizde.

Vereme (inceağrı) öksürüğe (çor)
Merdivene (süllüm) konuşmaya (şor)
Meyilliye (yörep), acemiye (tor)
Bir kısım peynire (keş) derler bizde

Âşık (deyişetçi), buyur ise (ne)
Peki demek için kısa yoldur (he)
Kenarı oyalı baş örtüsüne
Bazan (bürük) bazan (şeş) derler bizde

İhtimal (ellâham) hatırla (taman)
Biberli salçanın lakabı (çaman)
Gömlek için (yelek) külota (tuman)
Söyledikçe VASFİ çoş derler bizde
(Avcı, 2008:150)

Kahramanmaraş Ağzının Kelime Haznesi

Yazı dilimizde kullanılmayan pek çok kelimeyi ağız dilinde kullanmak suretiyle dilimizi koruyan Kahramanmaraş ağzı, kelime zenginliği yönünden de dikkat çekmektedir. Kahramanmaraş ağzında saf Türkçenin yanı sıra özellikle Suriye’ye yakınlığı dolayısıyla Arapça ve Acemceden geçmiş kelimeler de görülür: malamat (melamat), peh, arı sili gibi. Aşağıda Kahramanmaraş ağzında kullanılan bazı kelimelere yer verilmiştir:

Abba: Bembeyaz
Abo:v: Şaşkınlık ve abartı belirten ünlem.
Accıg: Biraz
Acışmag: Aşırı şekilde üzülmek
Acölüg: Aç gözlü
Aha!: İşaret zamiri. İşte, şurada!
Ahıt: Tatlı kestirmesi, sumak ekşisi
Ali: Hepsi, tamamı
Alleg: İki yüzlü (Özturan, 2009)
Alengirli: Herkesin aklı ermeyen, incelikli, ayrıntılı
Añara: Eğer
Arı sili: Tertemiz
Arıstag: Duvarda ya da dam direkleri arasında küçük şeyler saklamaya uygun, küçük oyuklar.
Arnaç: Karşı, mukabil (Özturan, 2009)
Azezi: Geç yeten, daha çok bastık yapmaya yarayan bir üzüm türü.
Bağvatcı: bağ bakıcısı
Banı: Kış konağı (Özturan, 2009)
Bartıl: Rüşvet
Bastıg: Beze serilen bir şire türü.
Başgaha: Özellikle, kasten
Belieykem: Keşke, Allah vere de.
Belli: Beri
Berilleg: Biraz beride.
Beşirikli: Becerikli
Biti:: Bir miktar, biraz
Biyak: Biraz önce
Boanak: Kısa zamanda yağan şiddetli yağmur, sağanak
Boranı: Haşlanmış pancara sarımsaklı yoğurt vesaire konularak yapılan yemek türü.
Ca::Evin bölmecinde hem bulaşık yıkamaya hem de yıkanmaya yarayan küçük ıslak alan.
Cangama: Gürültü
Calag: Olgunlaşmamış karpuz
Cıfıt: Kötü adam
Cıncık: Sırça, kâse, cam
Cılga: Dar patika yol.
Cımalamak: Tırmalamak
Cibiliyetsiz: Soysuz
Cip: Tadını kaçıracak kadar, aşırı.
Culluk: Hindi
Çalgın: Deli
Çarhıt: Arızalı, eski
Çelet: Çok geveze ve hareketli
Çelig: Ahşaptan yapılmış on bir kilogramlık buğday ölçeği.
Çepel: Bulaşık
Çevlig: Girdap
Çıkla;: Hepsi, tamamıyla, aynı
Çibidig: Alkış
Çiltim: Üzerinde üç-beş tane üzüm hetifi bulunan çok küçük salkım.
Çirpene: Yırtık ve eski ayakkabı (Özturan,2009)
Çinke: Az bir miktar
Çö:dürmek: İşemek
Çörpeşig: Beceriksiz (Özturan, 2009)
Çoğnaş- : Alışmak (Özturan, 2009)
Daz: Kel, çıplak (Özturan, 2009)
Debiyak: Az önce
Dembildek: Darbuka
De:ne- : Bakmak
Devlikü:n: Ertesi gün
Deyişet: Türkü, ağıt
Deyişetci: Deyiş söyleyen, âşık
Deñ ha!: Haydi, acele edin
Dıhıl-: Girmek
Dil: Anahtar
Dingiş: 1.Boynuzları dik çıkan keçi, büyük baş hayvan. 2.Dinç, hareketli, ince, uzun.
Di:ni: Diye
Doğdac: Yeni doğmuş (Özturan, 2009)
Dombalak: Takla
Donnug: Çamaşır yıkama yeri, çamaşırhane
Doymaglı: Kadınların çamaşır yıkarken giydiği bir tür şalvar.
Duldalık: Gölgelik
Dürü: Düğünde akrabalara armağan olarak gönderilen giysiler
Düve: Dişi dana
Düven: Dükkân
Ebcig: Evcik, çocukların oyun için yaptıkları oyuncak ev
Ecer: Yeni
Ede: Ağabey, kardeş
Edik: Ucu sivri ve yukarı kalkık olan ham deriden yapılma bir tür çizme. (Özturan,2009)
Eletmeg: Götürmek, taşımak
El gördülük: Başkalarını düşünerek yapılan iş.
Ellaham: Herhalde, sanırım
Ellig: Eldiven
Engişek: Karışıklık
Em: İlaç
E mi?: Tamam mı.
Eşet: Çok beter, çok kötü (Özturan, 2009)
Ferfellemek: Halsiz düşmek, yaşlanmak
Ferig: Genç keklik
Gabalcı: Götürü alan, kiracı
Gademli: Uğurlu
Galaglı: Katlı
Galan: Bundan sonra, artık
Gallep: Yabanî güvercin
Gane: Kiremit
Gapcıg: Meyve kabuğu
Garman-corman: Dağınık
Gavla: Soyulmak
Gayırcık: Kristal
Ges: 1.Bir ölçüye gelmeyen 2.Hemcinsiyle uyum sağlamayan, uyumsuz
Gıncıf: Cilve
Gızınmak: Isınmak
Gidişmek: Kaşınmak
Girgel: Herkesle sıcak bağ kurabilen, sıcakkanlı
Gişi: Erkek, koca
Göbelek: Mantar
Göçek: Taze, yaş, yeşil
Gö:lük: Yük taşımada kullanılan at
Gön: Deri
Guddug: Sırrını dışa vurmayan (Özturan, 2009)
Günücü: Kıskanç (Özturan, 2009)
Haneg çalmak: Muhabbet etme, karşılıklı konuşma (Özturan, 2009)
Hanifi: Musluk
Harmanda: Çeltik işçisi
He:ri: Lütfen,
Hecil düşürmek: Utandırmak, küçük düşürmek
Hecin gibi: İri yarı (Özturan, 2009)
Heyle?: Nasıl
Hezen: Dam yapımında kiriş olarak kullanılan kalın ağaç
Hopur: Dağda ekin ekmek için ormandan açılan yer
Huğ: Ottan ve kamıştan yapılmış ev (Özturan,2009)
Iğdırıg: Hafif aralık
I:rıblı: Sözü çok inceleyen (Özturan,2009)
İbig: Köşe
İ:deni: İyice
İkircil: İki iş arasında bocalama hâli
İllengeç: Yengeç
İmil imil: Yavaş yavaş (Özturan, 2009)
İpilti: Az bir aydınlık (Özturan, 2009)
İrişgit: Et sucuğu
İsna:n: Pazartesi
İsna:nörtesi: Salı
İşçimen: Çalışkan
İşgillenmek: Kuşkulanmak
İyeşmek: Rekabet etmek
Kele: Seslenme, hitap ifade eden bir ünlem. “Kele bacım, kele edem.!”
Kelermek: Rengi solmak
Kelli: Sonra
Kepir: Bulgur gibi dağılan verimsiz toprak
Kerçetmek: Kinayeli söz söyleyerek alaya almak (Özturan, 2009)
Keskenmek: Biri işi yapar gibi hareket etmek
Kirtig: Sabun parçası
Kişiflemek: Gizlice izlemek
Koçmak: Kucaklamak
Kovarmak: Salıvermek,
Kökcek: Güzel, latif
Köşger: Ayakkabıcı esnafı
Köşüm: Merak, kaygı
Küldöken: Hanım
Küsgüç: Ucu sivri dal parçası ile oynanan oyun
Laglahı: Boş söz
Lödük: Çocukların oyun oynarken diktikleri işaret (Özturan, 2009)
Ma:sırıg: İyi yanmayan kömür
Macca: Sinirleri bozularak hasta olmak
Malamat olmak: Rezil olmak
Marhabaşı: Bir üzüm türü
Mazı: Meşe
Mazman: Kilim, çul dokuyan
Mecik: Oğlak
Merteg: Toprak dam yapımında dikilerek kullanılan ve binayı ayakta ağaç
Mırhız: Cimri
Mırtıg: Güvercin besleyen, uçuran
Nahır: Sığır sürüsü
Namırsiye: Cibinlik
Nedi:?: Niçin
No:tag?: Ne yapalım
No:ti:ñ?: Ne yapıyorsun?
No:tucuñ?: Ne yapacaksın?
Ohi:ci: Okuyucu, düğün davetiyesi dağıtan
Ohuntu: Davetiye
Olgalanmak: Açılmak, yayılmak, (Özturan,2009)
Oma: Kalça,
Ö:sa: Yarı yanmış odun
Otamak: Yapmak, etmek
Öta:çe: Karşı yaka
Öta:n: Geçen gün
Peh: Çok güzel
Pırtmak: Boşanmak, elden kaçmak
Pintişmek: Sataşmak
Puha:rı: Paca
Pus-: Saklanmak
Pürçek: Perçem
Püsük: kedi
Saho: Ceket
Salık: Haber, mektup
Sası: Yiyeceklerin hoşa gitmeyen kokusu
Seyip: Başıboş
Sındı: Makas
Sırım: Paket lastiği
Sıtaralı: Nazı çekilecek kadar hatırlı (Özturan, 2009)
Sifdelemek: Silkelemek
Si:pmek: Aşağı doğru kaymak
Soyha: Ölünün elbiseleri
Sömelek: Yassı
Sülenke: Taşlarla oynanan çocuk oyunu (Özturan, 2009)
Süllüm: Merdiven
Şa:dennig: Bahşiş (Özturan, 2009)
Şaplak: Enseye vurulan sille
Şelek: insanın kaldırabileceği yük,
Şıltak: Manasız gürültü
Şılta:na bo:mak: Yaygara yapmak
Şo: Şu
Şor: Laf, söz
Ta::Öteberi konulmak için duvarlara yapılmış geniş kovuk, raf
Taman: Nasıl ki, çünkü, zira
Tavatır: Abartılı, çok çok
Tavsır: Fotoğraf
Tebelleş olmak: Musallat olmak
Teberig: Hatıra
Teh: Üzüm kurusu
Tırıg: Çok zayıf insan
Toha:Yüzük takısı
Tor: Acemi
Uçcalı:n: Usulca
U:nmak: Ağlarken zor solumak, hareketten kesilir gibi olmak
Usturuplu: Yerinde hareket eden, akıllı
Uyunmak: Birini rahatsız edecek şekilde sürekli sataşmak
Üdürgü: Burgu, matkap
Vedsiz: Huysuz (Özturan, 2009)
Yaz-: Sermek, yaymak. Yatağı yaz
Yazı: Düzlük, ova
Yekinmek: Kalkmak,
Yelpik: Soğuk algınlığı, göğüs darlığı
Yitegden: Yeniden
Yohe:ri?: Gerçekten mi, o kadar da olmaz.
Yörep: Dağların sırtından geçen dar yol
Yuha: İnce
Yumuş: Buyruk, emir
Yüklü: Hamile
Zahar: Zahir
Zavır: Azar, sert söylenen ihtar
Zebellah: İri yarı
Zırpadak: Ansızın (Özturan, 2009)

Kullanılan Çevriyazı İşaretleri

Okumanızı Tavsiye Ediyoruz !  Aile
[ė]: Düz, yarı geniş, (e-i arası), ön ünlü bir ses
[ġ]: Patlamalı, ötümlü, arka damak ünsüzü bir ses
[ñ]: Ötümlü, geniz, arka damak ünsüzü bir ses
[a:] a ünlüsünün uzun okunduğunu gösterir
[i:] i ünlüsünün uzun okunduğunu gösterir.
[o:] o ünlüsünün uzun okunduğunu gösterir.
[ö:] ö ünlüsünün uzun okunduğunu gösterir.

Kaynakça

Atalay, Besim (2008). Maraş Tarihi ve Coğrafyası. (Hazırlayanlar: İlyas Gökhan ve Mehmet Karataş). Ukde Yayınları. Kahramanmaraş.

Erdem, Mehmet Dursun ve Kirik, Esra (2012). Kahramanmaraş ve Yöresi Ağızları. Kahramanmaraş İl Özel idaresi Yayınları. Ankara.

Erdem, Mevlüt (2010). “Derleme Sözlüğü’nde Kahramanmaraş Kelimelerinin Dağılımı ve Ses Bilgisi Özellikleri”, Bilig Dergisi, Sayı 54, s.115

Evliya Çelebi (2005). Evliya Çelebi Seyahatnamesi. (Haz. Yücel Dağlı, Seyit Ali Kahraman, Robert Dankoff). YKY. c.9, İstanbul.

Karahan, Leyla (2011). Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması. TDK Yay. Ankara.

Kılıç, Mine (2008). Kahramanmaraş Merkez Ağzı. Ukde Yayınları. Kahramanmaraş.

Özturan, Hacı Ali (2009). Maraş Merkez Ağzı. Ukde Yayınları. Kahramanmaraş.

Akdeniz’in Altın Kenti Kahramanmaraş,Kahramanmaraş Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, Kahramanmaraş, 2014.

Ramazan Avcı

Yorumlar

Yorum yapmak ister misin?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kenar Çubuğu