Mehmet Mithat (Alam) Bey

Mehmet Mithat (Alam) Bey, (1295) 1879’da İzmir’de doğdu. 1881 (1297) Babası Sancak saymanlarından Ganizade Abdurrahman Efendi, annesi Nakiye Hanımdır. Bazı kayıtlarda Leyla Hanımla evlendiği belirtilse de Mithat Bey’in esasen dört evlilik yaptığı anlaşılmaktadır. Buna göre ilk evliliklerini Refika ve Fati Hanım ile yapan Mithat Bey bu eşlerin vefatı üzerine Hatice Naime Hanımla yapmıştır. Ayrıca Sabriye/Hayriye Hanımla bir evlilik yapmış olmasına rağmen bu evlilik fazla sürmemiştir. Mithat Bey’in bu evliliklerinden iki erkek ve iki kız çocuğu olmuştur. Mithat Bey Halep İdadisinde orta ve lise öğrenimini tamamladı. Temmuz 1903’te Mülkiyenin yüksek kısmından “iyi” derecede mezun oldu. İdare mesleğinde ve iktisadiyat alanında büyük deneyim ve tecrübeye sahip olan Mithat Bey Fransızca ve Arapçaya kuvvetle vakıftı. Eylül 1903’te atandığı Aydın Vilayeti Maiyet Memurluğunda stajını bitirip kaymakamlığa yükseldi. Nisan 1906’da Pasinler (Hasankale), Eylül 1908’de Bayramiç, Haziran 1909’da Tosya, Ekim 1910’da İnebolu kazaları kaymakamlıkları yaptı. Mayıs 1913’te 3. Sınıf mülkiye müfettişliğine atandı. Ehliyet ve başarısı göz önüne alınarak mülkiye müfettişliğinden mutasarrıflığa terfi ettirildi. Aralık 1915’te Kudüs Mutasarrıflığına getirildi. Kudüs’ün I. Cihan Harbinde düşmesi ve işgal edilmesi üzerine 18 Temmuz 1917’de Dâhiliye Nezareti Aşiretler ve Muhacirler Umum Müdürlüğü Başmüfettişliğine, 13 Ekim 1919’da Van Valiliğine atandı.

Mithat Alam’ın Van Valiliğine atanmasının nedeni o tarihlerde İstanbul Hükümetinin izlediği siyasetin bir yansıması olarak yaptığı düzenlemelerin bir sonucuydu. Nitekim 1919 yılı Mart ayı başında iktidara gelen Damat Ferit Paşa kabinesi, ilk iş olarak İttihatçı bilinen valileri görevlerinden almış, yerlerine o tarihlerde valisi bulunmayan illere kendine yakın gördüğü veya sandığı kimseleri atamıştı. Bu arada altı doğu ilinden dördüne 1919 yılı Mayıs ayında atamalar yapılmış, böylece Sivas Valiliğine Reşit Paşa, Elazığ Valiliğine Ali Galip Bey, Diyarbakır Valiliğine Faik Ali Bey, Bitlis Valiliğine de Ziya Paşa atanmışlardı. Valisi değişmeyen iki doğu ili; Erzurum ve Van kalmıştı. Gerçi Erzurum Valisi Münir Bey de görevinden alınmıştı.

Yerine bakan vali vekili de Erzurum kongresinin yapılmasını önleyememişti. Van valisi de Erzurum Kongresine Van’dan delegelerin katılmasına göz yummuştu. Oysa İstanbul’da Damat Ferit Paşa kabinesinin Anadolu politikası iki genel ilkeye dayanıyordu: İlki Batı Anadolu’da Yunan saldırısına karşı kurulan ulusal dayanışmayı el altından desteklemek, ikincisi de Doğu Anadolu’da gelişmeye başlayan Milli Mücadele çabalarını kesin olarak önlemek, böylece İtilaf Devletlerinin düşmanlığını üzerimize çekmekten kurtulmaktı. O halde yapılacak şey, gerek Erzurum’a gerekse Van’a Milli Mücadele çabalarını önleyecek valiler göndermekti. Bunun üzerine Erzurum Valiliğine Reşit Paşa, Van valiliğine de Mithat Bey uygun görüldü. Derhal atamaları yapıldıktan sonra, 8 ağustos 1919 tarihinde Padişah tarafından kabul edildiler. 9 Ağustos 1919 tarihli ve 8081 sayılı İkdam Gazetesinde yer alan bu haber, acele Erzurum’a ulaştırıldı. O sırada Erzurum’da Mustafa Kemal’in yanında bulunan Mazhar Müfit Bey, bu konuda şu bilgiyi vermektedir;

…Yıldırım çabukluğu ile harekete geçen ve İtalyan posta vapuru ile yola çıkan yeni Doğu valilerinin Trabzon’a varmalarından önce tedbir sağlamamız gerekti. Mustafa Kemal Paşa bu hususta Trabzon’a şu emri verdi: Van Valiliğine atanan Mithat Beyle vapurdan çıkar çıkmaz ilişki kurunuz. Ulusal amaçlara uygun şekilde hareket etmeyi taahhüt ediyorsa kendisini serbest bırakınız, etmiyorsa derhal vapura bindirip İstanbul’a geri gönderiniz. Paşanın bu buyruğunu Trabzon’da yerine getirmekle görevli gizli tümen komutanı Halit Bey (Deli Halit Paşa) idi”. Paşanın Erzurum valisi Reşit Paşa hakkındaki buyruğu da şuydu; “Kendisi ile hiç görüşmeyiniz ve serbestçe Erzurum’a gelmesine izin veriniz.” Paşa iki yeni vali hakkında bu tarzda iki türlü buyruk vermesinin nedenini şöyle açıklıyordu: “Reşit Paşa her kim ise gelsin bir görelim. Padişahın ve Damat Ferit Paşanın amaçlarını, ne düşündüklerini yakın görüşmemizle öğrenmiş oluruz. Biz Erzurum’da bulunduğumuza göre Reşit Paşadan gelecek sakıncaları çabucak gidermek iktidarımız içindedir. Fakat Van’a gidecek validen söz ve teminat almamız, herhangi bir güçlüğün çıkmasına önceden engel olmamız gerekir.” Paşanın verdiği buyruk gereğince hareket edildi. Mithat Bey, Trabzon’da kendisiyle yapılan ilk görüşmede; “…Ferit Paşa hükümeti tarafından Van valiliğine atanmış olmanın vicdanım ve kanılarım üzerinde olumsuz bir etki uyandırmasına olanak yoktur. Ulusal amaçlara ve güçlere tüm uygun olarak valilik görevimi yapacağım…” cevabını vermişti.

Mithat Bey bu teminatını telgrafla Paşa yanında da destekledi ve kendisine aksi halde Van’dan alınarak İstanbul’a geri gönderileceğinizden şüphe etmemelisiniz denerek Van’a gitmesi için izin verildi. Mithat Bey sözünde durarak, ilk günden itibaren Milli Mücadeleye yararlı bir vali olarak çalışmaya başladı ve ölünceye kadar Türk ihtilal ve devrimlerinin içinde hizmet etti. Paşanın buyruk ve öğütlerinden ayrılmadı. İşte bu nedenle Reşit Paşa 26 Ağustos 1919’da Erzurum’a geldiği halde, Mithat Bey ancak 3 Eylül’de Erzurum’a gelebildi. Fakat bu tarihte bilineceği üzere Mustafa Kemal ve arkadaşları Erzurum’dan ayrılmış Sivas’a varmışlardı. Onun için Mithat Beyle olan görüşmeleri Heyet-i Temsiliye adına Kazım Karabekir Paşa yürütmüştür. Mithat Bey, yanında Defterdar ve Polis Müdürü olduğu halde 3 Eylül 1919’da Erzurum’a geldikten sonra Kazım Karabekir Paşa ile sık sık görüşme yaptığı anlaşılmaktadır. Bu görüşmeler sırasında, Karabekir Paşa, hem Mithat Beyden hükümetin tutumu ile ilgili bilgi almış hem de onu yakından tanımak ve hakkında bilgi toplamak olanağını elde etmiştir.

Okumanızı Tavsiye Ediyoruz !  Muhammed Arifî Paşa

Mithat Beyin Karabekir Paşaya gizli olarak verdiği bilgilerden biri şuydu: “Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin eylemlerini, Padişah ile saltanat aleyhinde göstermek suretiyle padişahı kuruntuya sevk ettikleri gerçektir. Herhangi bir vesile ile gerek Mustafa Kemal Paşa ve gerekse Sivas Kongresi dilinden saltanat ve hilafet makamının dokunulmazlığı hakkında teminat sırasında Padişahın yüksek kişiliğinden özellikle söz edilirse, hem iyi etki bırakır, hem de politikacı alçaklarının manevralarının kötü niyetten ibaret olduğu kesin surette doğrulanır, Anadolu’dan göreceği teminat üzerinde Padişahın Ferit Paşayı da terk etmesi düşünülebilir”. Karabekir Paşa, bu bilgiyi 8 Eylülde Sivas’taki Heyet-i Temsiliye’ye iletti, ayrıca Mithat Bey’in Van’a gönderilmesine izin verilmesini istedi. Ancak bu tarihte Elazığ Valisi Ali Galip’in hıyaneti ortaya çıkmış ve valilik müessesesi bir kat daha önem kazanmıştı.

Artık bu konuda kumar oynamaya memleketin koşulları izin vermiyordu. Onun için Karabekir Paşanın önerisine 10 Eylül 1919 tarihinde Heyet-i Temsiliye’den şu cevap geldi; “İstanbul’dan gönderilen ve kongre üyelerinden hemen hiç kimsenin hakkında iyi bilgi vermediği Mithat Beyin pek yanılmayan yüksek önerileri veçhile Van’a gönderilme-sini enine boyuna inceledik. Özellikle şu yeni durum (Ali Galip’in hıyaneti ve İstanbul Hükümeti ile ilişkilerin kesilmesi) karşısında adı geçen yüksek kişinin Erzurum’da alıkonulmasını veyahut İstanbul’a geri gönderilmesini zorunlu bulduk efendim”. Ancak Karabekir Paşa, düşüncesinde dayattı. Mithat Bey hakkında hiçbir kötü bilgi elde edememişti. Bu konuda şöyle düşünüyordu; “Şu adam fenadır demek yeterli değildir. Kim ne gibi olaylardan dolayı bunu söylüyor bilinmelidir. Ben bu zatı yeni görüyorum. Elimizde tanınan daha iyisi olmadığından valiliğe kadar hak kazanmış bir insanı bütün hayatınca yeis ve elem içinde bırakacak, maddi manevi mahvedecek bir işlemle karşı karşıya bırakmak için açık sebepler olmalıdır…”.

Karabekir Paşa, 12 Eylülde Mithat Beye, İstanbul Hükümetinin çekilmesi yolunda bir telyazısı yazdırdı. Heyet-i Temsiliye’ye de; “Van’da Tümen Kumandanının denetimine tabi tutarak idare mümkündür. Eğer uygun görülmüyorsa gerekçesini rica ederim” şeklinde bir yazı gönderdi. Karabekir’in bu dayatması karşısında, Heyet-i Temsiliye 18 Eylülde uygun cevabını bildirdi ve böylece Mithat Bey de Van’a hareket etti. Mithat Bey, Van’da valilik yaptığı on aylık zaman süresinde, özel yaşamıyla Kazım Karabekir Paşayı, Milli Mücadeleye uygun tutumuyla da İstanbul Hükümetini gücendirdi. Kazım Karabekir, 1 Mayıs 1920 tarihinde, Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderdiği yazıda, Mithat Beyle ilgili olarak şöyle yazıyordu.“Van valisi Mithat Beyin evinde birkaç Ermeni genç kadının bulunduğu ve bunlar arasında da bir kadının casusluktan dolayı bir yıla hükümlü olduğu ve bunun gibi salt kişisel ahlaka ait zayıf noktalarını belgelerle ve kanıtlarla haber aldıysam da kendisinin ulusal amaçlara aykırı eylemi görülmemiş olmasına dayanarak şimdilik bazı soruşturma yapıyorum”.

Bu gelişmeler üzerine 1 Ekim 1920’de İstanbul Hükümeti tarafından “Kuvayı Milliye’ye hizmet ettiği ve bunun rûesâsiyle teşriki mesai eylediği” gerekçesi ile Van valiliğinden azledildi. Mithat Bey, 1920 Temmuz ayı sonlarında Van valiliğinden ayrıldı ve 13 Ağustos 1920 tarihinde Erzurum’a geldi. Karabekir’in anılarında anlattığına göre; Erzurum’da aralarında bir görüşme daha olmuş ve bundan sonra Mithat Bey Ankara’ya hareket etmiştir. Bu arada Mithat Bey, İstanbul Hükümetince de görevden alındığından Ankara Hükümetine başvurdu ve görevden alınma kararını kaldırttı (30 Kasım 1920). TBMM Hükümeti’nin çıkarmış olduğu kararname ile artık Ankara Hükümetinin emrine girmiş oldu. Bundan sonra Mithat Bey, TBMM Hükümetince önce (ma’zuliyet maaşı) açık aylığı bağlandı ve 10 Mart 1921’de Reji (Tekel) Genel Müdürlüğüne atandı. Tekel idarelerinin birleştirilmesi üzerine bu Genel Müdürlük daha sonra İnhisarlar Genel Müdürlüğüne dönüştürüldü. Bu sefer de İnhisarlar Umum Müdürlüğüne getirildi.

Mithat Bey TBMM II. Dönem seçimlerine katıldı. Yapılan seçimde Maraş’tan milletvekili seçildi. Kazalardan aldığı oy miktarı; Merkez kazası, Maraş’tan 115, Elbistan kazası 103, Pazarcık kazası 24, Süleymanlı kazası 46, Göksün kazası 53 oy olmak üzere toplam 341 oy almıştır. Mithat Bey üç yüz kırk bir oy ile Maraş mebusluğuna seçilerek mazbatası 22 Temmuz 339-1923 tarihinde verilmiştir. Maraş mebusluğuna seçilen Mithat Bey’in mazbatası Encümence tetkik edilerek kanun hükümlerine uygun görüldüğünden beşinci şube başkanlığına 11 Ağustos 339-1923 tarihinde takdim kılınmıştır. Mazbatası 12 Ağustos 1923’te onaylandı. Mithat Bey Mecliste, Hariciye, Muvazene-i Maliye, Memurin Muhakemat Tetkik Heyeti, İktisat, ticaret ve Dâhiliye komisyonlarında çalıştı. Yozgat’a gidecek ilk trenle hareket edecek heyette yer aldı. TBMM III. Dönem seçimlerine katılmıştır. Yapılan seçimde 346 oyla Maraş’tan milletvekili seçildi. Mithat Bey, Merkez kazası, Maraş’tan 120, Elbistan kazası 125, Pazarcık kazası 40, Andırın kazası 20, Göksün ka-zası 41 oy almak üzere toplam 346 oy almıştır. Mithat Bey üç yüz kırk altı oy ile Maraş mebusluğuna seçilerek mazbatası 22 Temmuz 339-1923 tarihinde hazırlanmıştır. Mithat Bey, 2 Eylül 1927’de mazbatasını aldı. 1 Kasım 1927’de Meclise katıldı. 2 Kasım’da mazbatası onaylandı. Mithat Bey TBMM’de Maliye Komisyonunda çalıştı.

Okumanızı Tavsiye Ediyoruz !  Muhammed Arifî Paşa

TBMM IV. dönem seçimlerine de katılmıştır. 4 Mayıs 1931’de Meclise katılmış, Olağanüstü ve I. toplantı yılında İçişleri, II., III. ve IV. toplantı yıllarında Maliye Komisyonunda çalışmıştır. Ayrıca, Orman Kanunu tasarısının incelenmesi için III. toplantı yılında kurulan geçici komisyonda görev almıştır. V. dönemde yeniden Maraş Milletvekili seçilmiştir. Bu seçimlere 402 ikinci seçmenlerden/müntehib-i saniden 379’ı seçimlere iştirak etmiştir. Mithat Bey’in bu seçimlerde kazalardan aldığı oy miktarı şöyledir: Maraş merkez kazası 111, Elbistan kazası 175, Göksun kazası 54, Andırın kazası 39 oy olmak üzere toplam 379 oy almıştır. Böylelikle yapılan seçimlerde Mithat Bey müttefikan 266 oyla Maraş’tan milletvekili seçilmiştir.

Mithat Bey, 1 Mart 1935’te Meclis’e katıldı. Seçim tutanağı 7 Mart 1935’te onaylandı. Dahiliye Encümeni üyeliği yaptı. Milletvekili olarak İstanbul’da tatilini geçirmekte iken eşi ile birlikte Kızıltoprak’dan otomobille Kadıköy İskelesine geldiği sırada otomobilinin patinaj yapması yüzünden yol kenarındaki beton elektrik direğine çarparak ağır yaralandı ve koma halinde Haydarpaşa Numune Hastanesine kaldırıldı. Gösterilen bütün ihtimama rağmen kurtarılamayarak 10 Eylül 1936’da hakkın rahmetine kavuştu. Nitekim 1936 tarihli Başvekâlete gönderilen belgede Maraş saylavlarından (milletvekili) Mithat Bey’in Haydar Paşa Numune Hastanesinde 11.9.1936 tarihinde vefat ett iği bildirilmiştir. 11 Eylül 1936’da öldüğüne dair Başbakanlık tezkeresi, 13 Kasım 1936’da Genel Kurul’da okundu. Maraş milletvekili Mithat Alam’ın vefatından dolayı boş olan saylavlıklar için 15.11.1936 tarihinde yapılan seçimlerde Maraş milletvekilliğine (saylavlığına) Alaaddin Tiritoğlu seçilmiştir.

Mithat Bey’in Cenaze Namazı Beyazıt Camiinde kılındı ve 12 Eylül 1936 günü Edirnekapı’daki Şehitliğe defnedildi. Vefatından sonra Basında hakkında şöyle yazılmıştı: “…Temiz, yurtsever ve idealist bir insan olan Mithat Alam’ın ölümü şehrimizde teessürle karşılanmıştır…”. Mithat Bey’in vefatı sonrası geri de bıraktıkları eş ve çocuklarına maaş bağlanabilmesi için ailenin durumu ile ilgili kaymakamlık tarafından bir inceleme başlatılmıştır. Daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılan müracaat sonrası işlemler başlatılmıştır. İçişleri Bakanlığı Özlük İşleri Genel Müdürlüğünün Mithat Alam’ın hizmet sürelerinin tespiti için yapılan yazışmaların sonucunda maaş bağlanmasına karar verilmiştir.

Mithat Bey’in hanımı Hatice Naime Hanım’ın veraset ile ilgili İstanbul Üsküdar Hukuk Hakimliğine açtığı davanın sonucunda: “Maraş saylavı iken 10.9.936 tarihinde vefat eden Mehmet Mithat’ın karısı Hatice Naime ile ölü karısı Refikadan doğma çocukları Edip Muzaffer ve Ayşe Mihriban ve (boşandığı eşi) Hayriye’den doğma İbrahim Neriman ve ölü karısı Fati’den doğma Suzan’a münhasır olduğu ve bunlardan başka varisi olmadığına” karar verilmiştir. Ayrıca Mithat Alam’ın bıraktığı mal varlığının paylaşımında medeni kanuna göre dörtte bir mülkiyetin karısı Hatice Naime’ye ve geri kalanının eşit olmak üzere evlatları Edip Muzaffer ve Ayşe Mihriban ve İbrahim Neriman ve Suzan’a verilmesi ve kabili temyiz olmak üzere 25.11.936 tarihinde karar verilmiştir.

Kaynakça

Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi – BCA,030-0-010-000-000-75-495-3 – BCA,030-0-010-000-000-75-495-5

TBMM Arşivi

Tercüme-i Hal Kâğıdı, II. Dönem, ŞDN:587

Tercüme-i Hal Kâğıdı, IV. Dönem, ŞDN:288

T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü Arşivi Dosya No:MO-108956

Ulus Gazetesi

Erhan ALPASLAN, 1923-1950 Arası Kahramanmaraş Milletvekillerinin Siyasi Faaliyetleri, Doktora Tezi, Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kahramanmaraş 2013, s.136.

A. ÇANKAYA MÜCELLİDOĞLU, Son Asır Türk Tarihinin Önemli Olayları ile Birlikte Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler (Mülkiye Şeref Kitabı), C.III, 1860 (1276 R.) – 1923(1339 R.), (Atik) Mekteb-i Fünun-ı Mülkiye Mekteb-i Mülkiye-i Şahane ve Mekteb-i Mülkiye Mezunları, 1200s. Ankara 1968-1969, s.993-994

F. ÇOKER, Türk Parlamento Tarihi,TBMM-IV. DÖNEM, 1931-1935, C.II, IV. Dönem Milletvekillerinin Özgeçmişleri, No.12, Ankara 1996, s.441.

K. ERDEHA, Milli Mücadele, Vilayetler ve Valiler, İstanbul 1975, s.168-171İ. GÜNEŞ, Türk Parlamento Tarihi, TBMM – V. DÖNEM 1935-1939 C.II, No:26, Ankara 2001, s.558.

K. KARABEKİR, İstiklâl Harbimiz, İstanbul 1990, s.179-180.

M. M. KANSU, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Ankara 1966, s.133-134

K. ÖZTÜRK, Türk Parlamento Tarihi TBMM II. Dönem 1923-1927 C.III. No: 3 Ankara 1995, s.591-592

K. ÖZTÜRK, Türk Parlamento Tarihi TBMM III. DÖNEM, 1927-1931, C.III, No.10, Ankara 1995, s.473.

Yorumlar

Yorum yapmak ister misin?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kenar Çubuğu