Ulu (Alâüddevle Bey – Süleyman Bey) Camii

Ulu (Alâüddevle Bey – Süleyman Bey) Camii, Dulkadiroğlu İlçesi, Kurtuluş Mahallesi, Atatürk Bulvarı’nda yer alır. Vakfiyelere göre cami, Dulkadir Beyliği hükümdarı Süleyman Bey (1442 – 1454) tarafından saltanatı yıllarında yaptırılmıştır. Daha sonra yapıyı, taçkapısındaki kitabeye göre, Süleyman Bey’in oğlu Alâüddevle Bey 907/1501 yılında yenilercesine tamir ettirmiştir.

Bu yapı arşiv belgelerinde; “Cami-i Atik, Cami-i Kebir, Süleyman Bey Camii ve Alâüddevle Bey Camii” isimleriyle Kahramanmaraş Ulu (Alâüddevle Bey – Süleyman Bey) Camii Plânı zikredilirken, Katip Çelebi de “Eski Camii ve Cami-i Kebir” olarak belirtmiştir. Evliya Çe-lebi ise, caminin avlusunun iki yanından büyük nehir aktığını ifade ederek bu yapıyı “Ada Camii” ismiyle kaydetmiştir.

Ulu Camii, tarihte bazı önemli olaylara da tanıklık etmiştir. Bunlardan biri, 1920 yılında Fransızlar Maraş’ı işgal ettiklerinde, şehrin kurtuluşu için halk galeyana gelerek, olayların patlar verdiği yer yine Ulu camii olmuştur. Cuma günü cami imamı Rıdvan Hoca’nın “Kalede düşman bayrağı dalgalandığı müddetçe Cuma namazının kılınamayacağını” söylemesiyle şehrin kurtuluşu için ilk hareket camide başlatılmış ve kaleye hücum edilerek Fransız bayrağı indirilmiş ve yerine Türk bayrağı çekilmiştir. Böylece halk destansı bir mücadeleyle şehri düşmanlardan temizlemiştir.

Günümüzde çeşitli onarım ve ilâvelerle gelen cami, orijinal dokusunu belli ölçüde korumaktadır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla cami ilk onarımını 1501 yılında, geniş çaplı son onarımını ise 1945 yılında görmüştür. Daha sonra 1986, 1989, 1992, 1995 ve 1996 yıllarında tamir edilmiştir.Yapı, ahşap tavanlı camiler grubuna girer. Cami; dıştan 22.00 x 40.90 m. boyutlarında harim ile kuzeyinde 5.30 x 40.90 m. ölçülerinde son cemaat yeri ve tek şerefeli minareden oluşur. Yapının minare, paye ve kemerlerinde sarımtrak renkte ince yonu taş; taçkapıda ince yonu taş ile iki renkli mermer; mihrapta alçı ve örtü sistemin-de ahşap malzeme kullanılmıştır. Duvarlar ise ahşap hatıllı taş malzemeyle inşâ edilmiştir.

Caminin kuzey tarafına yerleştirilen ortalama 25.00 x 26.00 m. ölçülerindeki çarpık plânlı avlu kısmına, güneybatı ve kuzeydoğu köşelerinde açılan iki kapıdan girilir. Harimin kuzey tarafına yerleştirilen ve içten yaklaşık 4.60 x 38.80 m. boyutlarındaki hafif çarpık plânlı son cemaat yeri yedi sivri kemer gözlüdür. Kemerler kesme taş payelerin üzerine istinat ettirilmiştir. Son cemaat yeri orijinalinde ahşap kirişlemeli düz toprak dam ile örtülüyken, onarımlar sırasında toprak tabakası kaldırılarak, harimle beraber üstten kırma sac çatıyla kapatılmıştır. Taçkapının batı tarafında müezzin mahfiline çıkılan merdiven bulunmaktadır.

Okumanızı Tavsiye Ediyoruz !  Azgıt Kalesi

Harim kısmına, kuzey duvarında eksenden 3.40 m. kadar doğu tarafa kaydırılan mukarnas kavsaralı taçkapıdan girilir. Ayrıca harimin kuzey duvarının batı köşesine 1194/ 1780 yılında basık kemerli bir kapı daha açılmış olup, bu kapıdan kadınlar mahfiline çıkılmaktadır. Taçkapı, Beylikler döneminin bir özelliği olarak dar ve uzun biçimde inşâ edilmiştir.

Harim, doğu-batı yönün-de uzanan enine düzenlenmiş yaklaşık 19.30 x 38.50 m. ölçülerinde hafif çarpık bir plâna sahiptir. Gelişmiş bir iç mekân düzenlemesi gösteren yapıda Anadolu Selçuklu cami mimarîsinin etkileri görülür. Harim, altışardan iki sıra paye dizisi ile mihraba paralel üç sahna ayrılmıştır. Sivri kemerlerin yerleştirilme düzeni bakımından da mihraba dik yedi sahın oluşturulmuştur.

Harimin doğu tarafına ara-zinin eğiminden faydalanarak, zeminden 3.00 m. yüksekte tutulan seki şeklinde dolgulu “Bey Mahfili” yapılmıştır. Yaklaşık 3.20 x 19.20 m. boyutlarındaki bu hacim, yanlarda duvar payelerine, ortada silindirik gövdeli dört sütuna istinat eden beş sivri kemerle harime açılır. Bey mahfiline orijinalinde doğu cephenin kuzey köşesinde açılan kapıdan girilmekteydi; kapı sonradan kapatılmıştır. Günümüzde mahfile harim kısmından ahşap merdivenle çıkılmaktadır. İç mekânın aydınlığı duvarlarda açılan toplam 33 adet pencereyle sağlanmıştır. Harim kısmı, son cemaat yeri ile beraber orijinalinde ahşap kirişlemeli düz toprak dam ile örtülmüştür. Günümüzde ise ahşap kirişlemeli tavan üstt en kırma sac çatı ile kapatılmıştır.

Güney duvarının ortalarına yerleştirilen mukarnas kavsaralı mihrap, Beylikler döneminin bir özelliği olarak alçıdan yapılmıştır. Ahşap minber, mihrabın batı tarafına yerleştirilmiştir. Mevcut minber, kapısının alınlığı da yer alan kitabeye göre, 1317/1899 yılında Muhammed Esad tarafından ceviz ağacından sedef kakmalı olarak yaptırılmıştır.

Harimin kuzey duvarında ve taçkapının batı tarafında ahşap müezzin mahfili yer alır. Ayrıca harimin batı tarafına ise, kuzey-güney doğrultusunda boydan boyu uzanan kadınlar mahfili yerleştirilmiştir.Kesme taştan inşâ edilen tek şerefeli minare, avlu kısmında yer alır. Selçuklu geleneğine bağlı ve mahallî özelliklere uygun yapılan minare, Memlûklu sanatına ait bazı özellikleri de bünyesinde taşımaktadır. Minarenin kaide, pabuçluk ve silindirik alt gövdesi orijinal olup, onikigen üst gövdeden itibaren diğer bölümler, Dulkadiroğulları’ndan İbrahim Bey’in oğlu Hacı Halil Bey tarafından 1264/1848 yılında yaptırılmıştır.

Yapıda mimarî özellikler yanında, süslemenin çok dengeli olarak kullanılmış olduğu dikkâti çekmektedir. Camide önemli bezeme; son cemaat yeri, minare, taçkapı, mihrap, minber ve örtü sisteminde görülür. Son cemaat yerinde dikkâti çeken yazılar, tavan kirişlerinin alt kısmına çakılan pervazlarda yer alır. Pervazlara, kartuşlar içerisine nesih hat ile “el-Emâlî” isimli kitapta geçen bazı manzum ifadeler ya-zılmıştır.

Okumanızı Tavsiye Ediyoruz !  Ahmet Paşa (Divanlı) Camii

Dulkadir Beyliği hükümdarı Alâüddevle Bey, babası Süleyman Bey’in Maraş’ın Kuytul (Kurtuluş) Mahallesi’nde yaptırmış olduğu Cami-i Atik’i (Ulu Camii) tamir ettirip, tekrar ibadete açtıktan sonra, camiye oldukça zengin vakıflar yaptırmıştır. Aynı şekilde Osmanlılar döneminde camiye çeşitler vakıflar yapılarak, gelirinin arttığı görülmektedir.

Fotoğraf

Kaynakça

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu Tahrir Defteri, Nu: 998,465-466.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Defter Nu: 590, Sahife: 105-106, Sıra Nu: 98.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Defter Nu: 600, Sahife: 194, Sıra Nu: 240.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Defter Nu: 608, Sahife: 78, Sıra Nu: 94.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Defter Nu: 1966, Sahife: 150, Sıra Nu: 166.

KATİP ÇELEBİ, Cihannüma, İstanbul 1145.

ARİFÎ PAŞA, “Maraş ve Elbistan’da Zülkadir (Dulkadir) Oğulları Hükûmeti”, T.O.E.M., Sene: 5, 7, Cüz: 5, 38, 1331-1332, 94, 696.

M. ERDOĞAN, “Osmanlı Devrinde Anadolu Camilerinde Restorasyon Faaliyetleri”, Vakıflar Dergisi, VII, 1968, s.149-205.

EVLİYA ÇELEBİ Seyahatnâmesi, Çev.: Z. Danışman, XIII, İstanbul 1971.

M. Zafer BAYBURTOĞLU, “Kahramanmaraş’ta Bir Grup Dulkadiroğlu Yapısı”, Vakıflar Dergisi, X, 1973, s.234-250.

Refet YİNANÇ – Mesut ELİBÜYÜK, Maraş Tahrir Defteri (1563), C.I, An-kara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1988.

Ziya KAZICI, “Osmanlı Belgelerine Göre Maraş’taki Bazı Vakıf Hizmetleri”, Uzunoluk Dergisi, III, 1988, s.19-20.

Ramazan HURÇ, 233 Nolu Şer’iye Siciline Göre Kahramanmaraş’ın Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapısı (1292-1295 H./ 1876-1878 M.), Kayseri 1995.

Mehmet KARATAŞ, 234 Numaralı Maraş Şer’iye Sicili (1322-1325 H./ 1903-1907 M.), Kahramanmaraş 1996.

Halil AYGAN, 235 Numaralı Maraş Şer’iye Sicili, Kahramanmaraş 1996.

Rahmi TEKİN, Zülkadir Beyliği ve Osmanlı Devleti Zamanında Maraş Vakıfları, , Şanlıurfa 1996.

İbrahim SOLAK, XVI. Asırda Maraş Kazası, Konya 2002.

Mehmet ÖZKARCI, Türk Kültür Varlıkları Envanteri: Kahramanmaraş, I, Ankara 2007.

Yorumlar

Yorum yapmak ister misin?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kenar Çubuğu